Sigara ilk olarak Amerika da Peter Stuyvesant tarafından bulunmuş ve içilmiştir. Sigara içmek tamamı ile bir alışkanlıktır ve vücut için hiçbir faydası yoktur. Şahsın herhangi bir şekilde başlamış olması ve sonra onun esiri olarak devam ettirmesidir. Pek çok insan tanırım ki: “Benim sigarayı bırakamam imkansız, hatta benim için ölümdür” diyen ve sonra kısa bir zaman içinde sigarayı bırakmasıyla ne kadar isabetli bir iş yaptım diye memnuniyeti belirttiğini görmüşümdür.

 

SİGARANIN ZARARLARI
Sigaranın zararları saymakla bitmez, ama başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz: Dünyada her 10 saniyede bir kişinin tütün ürünlerine bağlı nedenlerle hayatını kaybetmektedir. 1990’ların başlarında yılda yaklaşık 3 milyon ölümün tütün ürünlerine bağlı nedenlerle geliştiği ve mevcut eğilimlerin değişmemesi durumunda 2020 yılında bu sayının 10 milyonu bulacağı tahmin edilmektedir. 1990 verilerine göre Türkiye’de, yetişkin erkeklerin % 51’i ve % 49’u günlük düzenli içicidirler. Tüm dünyada önde gelen ölüm nedenlerinde olan kalb hastalığı, kanser (Ö zellikle akciğer kanseri), beyin damar hastalıkları ile sigara içilmesi arasında çok yakın bir ilişki vardır. En sık ölüm nedenlerinden biri olan kronik amfizemin % 90’ının sebebi sigaradır. Sigara içen kişilerdeki beyin-damar hastalığı (İnme gibi) riski, içmeyenlere göre 4 kat yüksektir. Sigaranın akciğerlerde yaptığı zararlar arasında başta kronik bronşiti ve amfizemi saymak gerekir. Sigara bağışıklık sistemini etkiler, enzim sistemini bozar ve kronik bronşite sebep olur. Tütünün içindeki katran maddesi akciğer hava yollarını tıkar ve solunum güçlüğüne sebep olur. Ayrıca akciğer, gırtlak ve dudak kanserinin oluşmasında tütünün içindeki kanserojen maddelerin rolü büyüktür. Burada bazı istatistik rakamları vermek istiyorum: Hiç sigara içmeyenlere göre günde bir paket içenlerde akciğer kanseri 20 kez daha fazla görülmektedir. Hayatında hiç sigara içmeyenlerde gırtlak kanseri, içenlere göre %90 daha az görülmektedir. Sigaranın kalp ve damarlar üzerine zararlı etkilerine gelince: Sürekli sigara içmek açık bir şekilde koroner ve beyin damarlarının arteryosklerotik hastalıklarını daha erken döneme almakta ve sıklaştırmaktadır. Sigara içenlerde koroner arter hastalıkları 55 kez daha fazla görülmektedir. Sigara içerisinde kalp ve dolaşım sistemine toksik etki gösteren belli başlı maddeler: nikotin, karbonmonoksit gazı ve katrandır. Sigara içindeki nikotin katekolaminler, serotonin ve bradikininlerin açığa çıkmasına yol açarak arter cidarını (endoteli) bozar ve bu arada kalbin koroner damarları büzülerek kalpte anjin ağrılarına ve infarktüse sebep olur. Ayrıca otonom (sempatik) gangliyonları uyarır ve damarlarda büzülmeye sebep olarak tansiyon yükselir. Burada sigara, kan lipidlerinin ve kolestrolün de artmasına sebep olur. Kan yapı elementi olan trombositlerin yapışma özellikleri de belirgin şekilde artar. Karbonmonoksit gazı ise kalp adalesine oksijenin yeterli oranlarda gelmesine engel olur. Devamlı sigara içenlerde kanda %10-15 oranında karbonmonoksit bulunmaktadır. Bu miktar arter cidarında hipoksi meydana getirmek için yeterlidir ve damar endotelini bozar, oksijen taşınması da azaldığı için ufak eforlar ve yokuş çıkmak isteyince nefes darlığı olur. Bu yönleriyle sigara myokard infarktüsünün gelişmesine ortam hazırlar. Nikotin, mide barsak sekresyonlarını artırır ve gastrit ile ülser sebebi olur. Mide kanserinin oluşumunda sigaranın rolü olduğu tespit edilmiştir. Nikotin karaciğerde N-metil piridin hidroksit’e çevrilerek detoksifiye edilmekte ve diğer kimyasallarla birlikte karaciğere ekstra yük getirmektedir. Teneffüs yoluyla giren nikotin idrar ve ter yoluyla vücudu terk etmektedir. Sigara içenlerin idrarlarında aminofenoller oldukça yüksektir. Bu aminofenoller itrah edilmeden önce idrar kesesinde beklemektedir. Son yıllarda sigara içenlerde mesane kanserinin artışına dikkat çeken araştırmacılar, bu artışın aminofenollerle ilişkisi olduğu kanaatine varmışlardır. Sigara içmenin damar yatağına zarar verdiği ve bunun da arterosklerozun gelişiminde birinci sebep olduğu gösterilmiştir. Bacak damarlarındaki tıkanıklıkların da % 90’ı sigara sebeplidir. Sigara içen hamilelerin daha fazla düşük yaptığı bilinen bir hakikattir. Nikotinin itrah yollarının biri de süt olduğu için, emziren annelerin çocukları da nikotinden ve metabolitlerinden nasibini almaktadır. Ayrıca sigara içen kadınlarda içmeyenlere oranla yaklaşık 10 misli daha fazla kısırlık görülmektedir.

Ana ve babası günde bir paket sigara içen çocukların, yapılan analizinde günde 10 adet sigara içmiş kadar nikotinin metabolitlerine rastlanmıştır. Bu da çocukların pasif içiciliği açısından önemlidir. Konuyu yetişkinleri pasif içiciliği açısından ele aldığımızda ise, hiç sigara içmeyen, fakat yoğun sigara içilen bir ortamda 4 saat kalan bir kişinin, yapılan nikotinin incelemesi de yine 10 adet içmiş kadar metabolite rastlanır. Demek ki, sigara içen bir kişi sadece kendisine değil ailesine, çevresine ve bütün topluma zarar vermektedir.

SİGARA ALIŞKANLIĞI NASIL BIRAKILABİLİR
Sigara içme ve alışkanlıkları ilerleyen zaman içerisinde kişilerin sağlıklı hayatlarının yitirilmesine sebep olmaktadır.Sigara tedavisi diğer hastalıkların tedavisi kadar önemlidir. Sigarayı bırakmak zor bir şey değildir, yalnız kuvvetli bir irade göstermek gerekir. Fakat maalesef herkes istemesine rağmen bu iradeyi gösteremiyor. Son zamanlarda çok popüler olan ve pek çok hastalığın tedavisinde başarı ile uygulanan akupunkturun, sigara bıraktırılmasında da çok etkili olduğu elde edilen sonuçlarla belirlenmektedir. Sigara bıraktırılmasında başarı oranı %85 in üzerindedir. Benim genel kanaatim, sigara bırakılması için 2 veya en çok 3 seanslık bir tedavi yeterli oluyor. Zaten en fazla 3 seansta sigara bırakılmamış ise, şahıs kati olarak sigarayı bırakma arzusunda değildir addedilip tedaviye son veriliyor. Yalnız tedaviye başlamadan önce hasta ile konuşup, kesin olarak sigaratı bırakmaya kararlı mıdır bilinmesi gerekir. Şahıs bizzat kesin olarak bu alışkanlığı bırakmayı istemelidir. Yoksa birisinin arzu ve zoru ile veya “bir deneyeyim” diye başlarsa sonuç alınamaz. Özellikle içtiği sigaranın vücuduna zararlı olduğu kanısına varmış, etraftan da pek çok kimsenin bu rahatsızlığa uğradığını görmüş ve kanaat getirmiş ise işler daha da kolaylaşır. Tedaviye başlarken, sigara çantadan çıkarılmalı ve evde sigara bulundurulmamalıdır. Alıştığı kül tablasının ortadan kaldırılması gerekir. Ayrıca evde ve çalıştığı yerde sigara içen varsa, onlarda bu iki gün mümkün olduğu kadar uzak kalması tavsiye edilir. Bu arada şahsın kendini oyalaması için ciklet veya nane şekeri alması, sakız leblebisi ve kabak çekirdeği yiyerek o arzu ettiği anı atlatması ön görülür. Daha da pek nadir olmamakla beraber, sigarayı arzu ederse, 5 dakika dışarı çıkıp dolaşması istenir. Sigara bırakanın bir müddet sonra, “şimdi bir sigara içeyim, bakalım nasıl gelecek” diye denemeye kalkmaması gerekir. Üzüntülü veya sevinçli bir anında, “hadi bir tane yakayım, bu hali geçireyim” dememesi ve sabırla o anı geçirmesi istenir. Alışkanlıkların birdenbire değiştirilmesinin zorlukları göz önünde bulundurularak kendisine sigarayı hatırlatabilecek çay, kahve gibi içecekler yerine, neredeyse vücudunda tükenmiş olan C vitamininden zengin olan zengin meyveler yemesi tavsiye edilir. Ayrıca nikotin metabolitlerinin vücuttan hızla temizlenebilmesini temin edebilmek için günlük 2-2.5 litre su içmesi önerilir. 20. yy içerisindeki savaşlarda ölen insan sayısıyla kıyaslanamayacak derecede sigaraya bağlı ölümler vardır. O halde 21. yy’da en büyük savaş sigarayla olmalıdır. Sigarayı bırakması ile bazı kişilerin iradesi dışında yemeği artırması ve kilo alması söz konusu olabilir. Bundan korkmamalıdır, zira akupunkturla bu alınan kiloların kolaylıkla verilmesi mümkündür.

SİGARA BAĞIMLILIĞINDAN KURTULMAK İÇİN KULLANILAN AKUPUNKTUR NOKTALARI
Kulaktaki noktalar

Point de Jerome Agresyon noktası Valium noktası Shenmen noktası Açlık noktası Akciğer noktası O (Sıfır) noktası Vücuttaki noktalar YD-19 AD-6, 12, 15, 17 Ka-3 Mi-36 DS-6 KB-4 Epifiz noktası Bu kulak ve vücut akupunktur noktalarından bir kaçı seçilerek kombine edilir ve uygulanır. Resim: 1, Resim: 2

SİGARA BIRAKMADA AKUPUNKTURUN ROLÜ

1) Ağızda ve boğazda kuruluğa sebep olması ve şahıs bu durumda iken sigara içmek isterse, nikotinin mukoza ile karşılaşmasından sonra tiksindirici bir koku hissetmesi, boğazda acı ve yanma hissedilmesi, bulantı ve bazı vakalarda kusmanın da görülmesi, şahıs artık sigara içmekten zevk alamaz. Nasıl ki nezle veya grip olunduğunda tiryaki sigaranın tadını alamaz, bilakis rahatsızlık ve tiksinti duyar, burada da durum aynıdır. Hatta sigara dumanına bile tahammülsüzlük olur. 2) Kulakta ve vücutta belirli akupunktur noktalarına iğne batırılması ile, sedatif bir etki sağlanması ve şahsın sigara içmesi sebebi ile bunca zaman alıştığı ve iptilası olduğu nikotinin vücuda girmemesi sonucu ortaya çıkacak huzursuzluk, sinirlilik ve agresif hareketlere engel olmak ve hatta onun hoş görülü olmasını sağlamak. 3) Şahsın enerji dengesini düzene sokmak. 4) Kulakta belirli noktalara iğne batırarak sigara içme arzusunu ortadan kaldırmak. 5) Sigara bağımlılığını tamamen ortadan kaldırmak. Tiksindirici koku 1-4 gün sonra ortaya çıkabileceğinden, hastaların ilk 4 gün sigara içmemeyi göze almaları ve sabırlı olmaları gerekir.

Write a Reply or Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir