Son 200-250 yıldır bilimsel araştırma ve incelemelerde atağa geçen insanlık, belli bir kırılma noktasına ulaştı. Newton fiziğinin ışığında yaptığımız yolculuğumuza artık quantum fiziği ile devam etmek durumundayız gibi görünüyor. Bu bakış açısıyla sizlere en eski sorulardan birini cevaplamaya çalışacağım. Sorumuz : Işık nedir? Laser nedir? Ne işe yarar ve tedavide kullanıldığı alanlar nelerdir?

Laser asrımız insanının tedavide kullandığı, aynı dalga boyuna ve renge sahip ve dağılmadan enerji taşıyan ışıktır. Işık insanlık tarihi boyunca merak konusudur ve yaşamla direk alakalıdır. Yaşamımızın asıl kaynağı güneş ışıklarıdır.
Eski Türklerde olduğu gibi birçok inançta Güneşe ve ateşe tapınmanın sebebi bu olsa gerek.
 Hemen hemen her medeniyette Bir Güneş tanrısına rastlamak mümkündür.Yunan mitolojisinde Güneş tanrısı Helios tur.Günümüzde ışıkla tedaviye bu nedenle Helioterapi denilmektedir.

Albert Einstein’ ın 1917 de yayınlanan makalesinde, maddenin enerjiye dönüşümü kuramında bahsettiği enerji, ışıktır ve maddenin özüdür.

Güneş ışınları ayrı ayrı dalga boylarında olduğundan dağılarak gider ve enerjiyi belli bir noktaya sabit olarak değil, yayarak taşır. Ancak aynı dalga boyunda olan fotonlardan oluşmuş emisyon yoluyla güçlendirilmiş, parelel, aynı fazlı, aynı frekanslı olan laser, belli bir noktaya güçlü enerji taşıyabilir ve ortamda dağılmadan yayılır.
Günümüzde Hard laser dediğimiz güçlü sanayi tipi laserler, metali kesmekten tutun da, paketleme servislerine kadar yayın olarak kullanılmaktadır.

Tıpta kullanımı ise laserin biyostimülan, regeneratif, anti-inflamatuar ve ağrı kesici özellikleri üzerinde arastırmalar yapılmış ve kanıtlanmıştır. Daha çok eski doğu bloku ülkelerinde kullanılmakla beraber buradan Avrupa ya ordanda bize ulaşmaktadır.
1967 de Prof. Mester açık yara tedavisinde başarıyla kullandı. Yine 1960 lı yıllarda cerrahide kullanılmaya başlandı. Halen Dermatoloji, cerrahi,oftalmoloji,Estetik, Kozmetik, Diş hekimliği, KBB,Jinekoloji, ortopedi, fizik tedavi,geriatri ve akupunktur da kullanılmaktadır.

Değişik dalga boylarında farklı etkiler gösterdiğinden, dalga boyu ve seçilecek laser tipine göre tedavi sonuçlarıda farklı olmaktadır. Şeker hastalarının kapanmayan yaralarında yüzeyel etki gösteren kırmızı renkte 630 nm dalga boyundaki HeNe laser ile oldukça başarılı sonuçlar bildirilmektedir. Diz, kalça ve eklem ağrılarında, spor yaralanmalarda, tendon ve kapsül yaralanma ve burkulmalarında daha derin dokuya işleyebiler infra red e yakın 800 nm dalga boyunda olan ALGAAR laserler tercih edilmektedir. Laser tedavi uygulaması seaslar halinde haftada 2 defa 20 seansa kadar uygulanmaktadır. Yapılan hücresel ve doku düzeyindeki çalışmalarda, kollegen sentezini arttırdığı, eklem yüzeylerindeki kıkırdak dokuda yenilenmeye(rejenerasyon) neden olduğu, kanlanmayı artırdığı ve dokuda damar oluşumunu hızlandırdığı saptanmıştır. Hiçbir yan etkisi olmayan laser uygulaması, elbette önemli bir eğitim gerektirmektedir.

Herşeyin kimyasal yolla (ilaç) ve cerrahi ile tedavi edilmeye çalışıldığı ülkemizde laserin uygun vakalarda kullanılması hem ülke ekonomisi (ilaç ve ameliyat giderleri ) hemde insan sağlığı ( ilaçların yan etkileri ve metabolizmadaki toksik etkileri) açısından önemli gibi görülmektedir.

Write a Reply or Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir