İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, söz konusu testlerin, gebe kadının idrarında yapılan ve doğacak çocuğun cinsiyetini tahmin etmek için kullanılan testler olduğunu vurguladı.

Test aşamasında anne adayına herhangi bir zarar vermeyen bu testlerin, kimi zaman sonuçları itibarıyla kötü niyetle kullanılabileceğine işaret eden Buyru, şu görüşlere yer verdi:

 

 

”Bebeğin cinsiyetinin istediği gibi olmadığını tahmin eden aileler, gebeliği sonlandırmaya kalkışabilirler. Bu tabii ki, doğacak çocuğun ve annenin hakları ve sağlığı açısından oldukça olumsuz sonuçlara neden olabilecek bir durum. O yüzden bu testlerin kullanılması çok doğru değil. Bazı durumlarda cinsiyet tahliline gereksinim var. Örneğin sadece erkeklerde görülen birtakım hastalıkları saptayabilirsiniz ve doğacak bebeğin kız olmasını isteyebilirsiniz. Ya da tam tersi, doğacak bebek kız olursa onda bir hastalık çıkacaktır. Bunu belirlemenin, yüzde yüz doğrulukla belirlemenin birtakım yöntemleri var. Doğacak çocuğun kromozom yapısını belirlersiniz. Fetusun ve doğacak bebeğin sağlığı açısından olumsuzluk varsa ancak o zaman gebeliğin devam edip etmeyeceğine karar verirsiniz. Ama ‘Cinsiyet benim istediğim gibi değil, iki tane kızım var, ben erkek çocuk istiyorum, o zaman bunu sonlandıralım’ demek hiçbir şeyle bağdaşacak bir durum değil.”

 

Write a Reply or Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir